Dünyayı korumanın önemini biliyorlar.
- They know the importance of protecting the earth.
Müziğin önemi küçümsenmiştir.
- The importance of music is underrated.
Konuşulan İngilizceye büyük önem verdi.
- He put great emphasis on spoken English.
Paraya çok fazla önem vermemeliyiz.
- We should not place too much emphasis on money.
Senin ipuçlarından bıktım.
- I'm sick of your hints.
Bu nokta özel bir vurguyu hak ediyor.
- This point deserves special emphasis.
O, eğitimin önemini vurguladı.
- He placed emphasis on the importance of education.
Senin ipuçlarından bıktım.
- I'm sick of your hints.