Tom pozisyon için başvurdu, ancak onu alamadı.
- Tom applied for the position, but he didn't get it.
Bir inşaat şirketinde on beş yıldan sonra, Bill Pearson'a sorumlu bölge müdürü pozisyonu verildi.
- After fifteen years at a building firm, Bill Pearson was given the responsible position of area manager.
Ben şimdi size yardım edecek konumda değilim.
- I am not now in a position to help you.
Senin konumunu mükemmel şekilde anlıyorum.
- I understand your position perfectly.
O, durumunu bana açıkladı.
- He explained his position to me.
Tom durumunu netleştirdi.
- Tom made his position clear.
Amcam geçen yıl öğretmenlikten emekli oldu, fakat üniversitede bir görevi hâlâ sürdürebiliyordu.
- My uncle retired from teaching last year, but he still managed to hang onto a position at the university.
Büyük bir unvan mutlaka yüksek bir görev anlamına gelmez.
- A big title does not necessarily mean a high position.
Başkan konuyla ilgili kişisel görüşünü belirtti.
- The president stated his position on the issue.
O on yıldır şimdiki görevinde kaldı.
- She has remained in her present position for ten years.
Amcam geçen yıl öğretmenlikten emekli oldu, fakat üniversitede bir görevi hâlâ sürdürebiliyordu.
- My uncle retired from teaching last year, but he still managed to hang onto a position at the university.
Sadece bir iskemle vardı.
- There was only one chair.
Lütfen başkana hitap et!
- Please address the chair!
Yuri Andropov 16 Haziran 1983 te Yüce Rusya'nın Başbakanlık Heyetinin başkanı seçilmişti.
- Yuri Andropov was elected Chairman of the Presidium of the Supreme Soviet on June 16, 1983.
Bütün oyuncular yerlerindeydi.
- All the players were in position.
Yerimde olsan ne yaparsın?
- What would you do if you were in my position?
CEO'nun işbirliği yapma konusundaki isteksizliği bizi zor duruma soktu.
- The CEO's unwillingness to cooperate put us in a difficult position.
Hükümet konağında iyi bir işi var.
- He has a good position in a government office.
Yeni bir görev arıyor.
- He is seeking a new position.
Ben, yeni görevinde aktif bir rol alacağından eminim.
- I am sure you will take an active role in your new position.
Elektrikli sandalye bir dişçi tarafından icat edildi.
- Electric chair was invented by a dentist.
Barry Taylor'un ismi başkanlık makamı için ileri sürüldü.
- Barry Taylor's name has been put forward for the post of chairman.
A day or two later we took down another seller and this time the rookie performs the search. Assume the position! he tells the guy. So the guy leans against the side of the car.
Smith is in the bubble position, having barely beaten out Jones for the last spot.
Smith once again enjoys the pole position.
Stop running all over the field and play your position!.
Strong earnings have bolstered the company's financial position.
Chief of Staff is the second-highest position in the army.
My position on this issue is unchanged.
Stand in this position, with your arms at your side.
The first chapter is a position paper on explanation in the social sciences, a plea for mechanisms as opposed to law-like principles.
... the company's position. ...
... What would be your position on those things, which are important to the middle class? ...