Sami çift dilli büyüdü.
- Sami grew up bilingual.
Çift dillileri kıskandı.
- She was jealous of the bilinguals.
Tom'un iki dilli olduğunu düşünüyorum.
- I think Tom is bilingual.
Tom'un iki dilli olduğundan oldukça eminim.
- I'm pretty sure Tom's bilingual.
Most of the people working here are bilingual, trilingual and multilingual.
- Die meisten von den Menschen, die hier arbeiten, sind zweisprachig, dreisprachig oder mehrsprachig.
Bilingual dictionaries are allowed.
- Zweisprachige Wörterbücher sind zugelassen.