Select Keyboard:
Türkçe ▾
  1. Türkçe
  2. English
  3. العربية
  4. Dansk
  5. Deutsch
  6. Ελληνικά
  7. Español
  8. فارسی
  9. Français
  10. Italiano
  11. Kurdî
  12. Nederlands
  13. Polski
  14. Português Brasileiro
  15. Português
  16. Русский
  17. Suomi
  18. Svenska
  19. 中文注音符号
  20. 中文仓颉输入法
X
"1234567890*-Bksp
Tabqwertyuıopğü,
CapsasdfghjklşiEnter
Shift<zxcvbnmöç.Shift
AltGr

zukunftsweisend

listen to the pronunciation of zukunftsweisend
Английский Язык - Турецкий язык

Определение zukunftsweisend в Английский Язык Турецкий язык словарь

advanced
{s} ileri

O ileri öğrencilere İngilizce öğretiyor. - She teaches English to advanced students.

Buluşma tarihini ileri aldık. - We advanced the date of the meeting.

advanced
ileri düzeyde
advanced
(Ticaret) geliştirilmiş
advanced
(Bilgisayar) gelişmiş ileri
advanced
(Ticaret) tekamül ettirilmiş
advanced
{f} ileri git
advanced
{f} ilerle

Ordu düşmanın üzerine ilerledi. - The army advanced on the enemy.

Askerler şehre doğru ilerledi. - The soldiers advanced toward the town.

advanced
öne al/ilerle
advanced
{f} ileri git: adj.gelişmiş
advanced
{f} ilerle: adj.gelişmiş
advanced
{s} modern
advanced
{s} öncü
advanced
{s} ilerlemiş

Onun ilerlemiş yaşı onun bir iş bulmasını engelliyor. - His advanced age prevents him from getting a job.

advanced
{s} gelişmiş

Uzaylı, postbiyolojik ve gerçekten gelişmiş bir makinedir. - The alien is postbiological and is really an advanced machine.

Bu ülkenin askerî gücü çok gelişmiştir. - The military power of this country is very advanced.

Немецкий Язык - Английский Язык
advanced
guiding
pace-setting
path-breaking
seminal (influencing later developments)
revolutionary
pioneering
trend-setting