Visitors to that town increase in number year by year.
- Kasabayı ziyaret edenler yıldan yıla artıyor.
I haven't visited the headquarters of Twitter.
- Twitter'ın genel merkezini ziyaret etmedim.
Sami arrived for his visitation day.
- Sami ziyaret günü için geldi.
While she was staying in Japan, she often visited Kyoto.
- O, Japonya'da kalıyorken sık sık Kyoto'yu ziyaret etti.
During his stay in London, he is going to visit his cousin.
- Londra'da kaldığı sırada kuzenini ziyaret edecek.
I don't like visiting big cities.
- Büyük şehirleri ziyaret etmekten hoşlanmam.
I lost no time in visiting my aunt in the hospital yesterday.
- Ben, dün hiç zaman kaybetmeden teyzemi hastanede ziyaret ettim.
She visits us every other day.
- O, gün aşırı bizi ziyaret eder.
Lucy sometimes visits May.
- Lucy ara sıra May'i ziyaret eder.
I call on him sometimes.
- Ben bazen onu ziyaret ederim.
I think you had better call on him.
- Sanırım onu ziyaret etsen iyi olur.