The hospital restricts the number of visitors who can enter the intensive care unit.
- Hastane yoğun bakım ünitesine girebilen ziyaretçi sayısını kısıtlıyor.
I had no visitors today.
- Bugün hiç ziyaretçim yoktu.
I really look forward to your visit in the near future.
- Yakın bir gelecekteki senin ziyaretini gerçekten dört gözle bekliyorum.
I haven't visited the headquarters of Twitter.
- Twitter'ın genel merkezini ziyaret etmedim.
Sami arrived for his visitation day.
- Sami ziyaret günü için geldi.
Next time I visit San Francisco, I'd like to stay at that hotel.
- San Fransisko'yu bir dahaki ziyaretimde o otelde kalmak istiyorum.
While she was staying in Japan, she often visited Kyoto.
- O, Japonya'da kalıyorken sık sık Kyoto'yu ziyaret etti.
The new museum is worth visiting.
- Yeni müze ziyaret etmeye değer.
I lost no time in visiting my aunt in the hospital yesterday.
- Ben, dün hiç zaman kaybetmeden teyzemi hastanede ziyaret ettim.
Tom brings us gifts whenever he visits.
- Tom her ne zaman ziyarete gelse bize hediyeler getirir.
She visits us every other day.
- O, gün aşırı bizi ziyaret eder.
We had unexpected visitors.
- Beklenmedik ziyaretçilerimiz vardı.
Visitors are welcome.
- Ziyaretçiler bekleniyor.
May I call on you some day?
- Ben, bir gün sizi ziyaret edebilir miyim?
How come you call on us so late at night?
- Nasıl olur da gece öyle geç saatte bizi ziyaret edersin?