Every year, a hundred and fifty thousand tourists come to this island to enjoy the impressive scenery and the wonderful beaches.
- Her yıl, yüz elli bin turist etkileyici manzara ve harika plajlardan zevk almak için bu adaya gelir.
All animals, except man, know that the principal business of life is to enjoy it.
- Bütün hayvanlar, insanın dışında, yaşamın asıl işinin ondan zevk almak olduğunu biliyor.
Tom and Mary didn't enjoy walking in the rain.
- Tom ve Mary yağmurda yürümekten zevk almadı.
Did you enjoy your visit?
- Ziyaretinizden zevk aldınız mı?
He took delight in talking with friends.
- O, arkadaşları ile konuşmaktan zevk aldı.