zeile

listen to the pronunciation of zeile
Немецкий Язык - Турецкий язык
n {'tsaylı} e satır
[die] satır; sıra, dizi
satr
sıra sıra
Английский Язык - Турецкий язык

Определение zeile в Английский Язык Турецкий язык словарь

line
{i} hat

Tom'un grev hattını geçecek cesareti olduğundan şüpheliyim. - I doubt that Tom has the courage to cross the picket line.

Ben onu aramaya çalıştım, ama hat meşguldü. - I tried to call him up, but the line was busy.

line
{f} doldurmak
line
sıralamak
line
(Argo) kandırıcı sözler
line
ton
line
çizgilerle göstermek
by line
gazetecinin imzası
line
astarlamak
line
doğru çizgi
line
sıra oluşturmak
line
desen
line
(tenek ve deniz) hat
by line
satır
line
{i} kablo
line
{f} kaplamak
line
ölçme ipi
line
(İnşaat) boru, hat, çizgi
line
{i} bilgi
line
kısa mektu
line
{i} kuyruk

Tom kuyruktaki son kişi. - Tom is the last person in line.

Biz kuyrukta ayakta bekletildik. - We were made to stand in line.

Немецкий Язык - Английский Язык