O, Avustralya'da yaşamaya isteklidir.
- She is eager to live in Australia.
Kızı onunla birlikte herhangi bir yere gitmeye isteklidir.
- His daughter is eager to go with him anywhere.
Gençler yurt dışına gitmekte çok hevesli.
- Young people are eager to go abroad.
Kızı onunla her yere gitmeye hevesli.
- His daughter is eager to go with him anywhere.
Onlar seni görmek için sabırsızlanıyorlar.
- They're eager to see you.
Tom katılmak için sabırsız gibi görünüyor.
- Tom seems eager to participate.