That incident harmed his reputation.
- Kaza onun şöhretine zarar verdi.
It can harm your eyes to read in the sun's light.
- Güneş ışığında okumak gözlerine zarar verebilir.
Tom was afraid that the typhoon would damage his house.
- Tom tayfunun evine zarar vermesinden korkuyordu.
Smoking does damage your lungs.
- Sigara içmek akciğerlerinize zarar verir.
Urban sprawl is environmentally damaging.
- Kentsel yayılım çevresel olarak zarar verir.
Pollution is damaging our earth.
- Kirlilik dünyamıza zarar veriyor.
You're going to wreck your eyesight if you play games all the time.
- Sürekli oyunlar oynarsan görme yeteneğine zarar vereceksin.
We got our roof damaged by the typhoon.
- Tayfun tarafından çatımıza zarar verildi.
The accident damaged her car's front wheels.
- Kaza, arabasının ön tekerlerine zarar verdi.
Alcohol damages the liver.
- Alkol karaciğere zarar verir.