Argüman eksiklerle doludur.
- The argument is full of holes.
Onun argümanı mantıklı idi.
- His argument was logical.
Bir sebebe zarar vermenin en haince yolu kasten yanlış görüşleri savunmaktan oluşur.
- The most perfidious way of harming a cause consists of defending it deliberately with faulty arguments.
Bu bilgi savunma için önemsizdir.
- This data is immaterial to the argument.
Onların tartışması sonunda berabere bitti.
- Their argument eventually ended in a draw.
Tartışma geçersizdir.
- The argument is full of holes.
Savaş için bir kanıt sundu.
- He presented an argument for the war.
Bu iddia, söz sanatından başka bir şey değil.
- This argument is nothing more than rhetoric.
Onun iddiası gerçeklere dayalı değildi.
- Her argument was not based on facts.
Bu tartışma etkili konuşma sanatından başka bir şey değil.
- This argument is pure rhetoric.
O tartışmayı yaptığımızdan beri Tom benimle konuşmadı.
- Tom hasn't talked to me since we had that argument.