I had a chance to travel abroad.
- Yurt dışında seyahat etme fırsatım oldu.
I've been invited on a trip abroad, but I don't want to go.
- Yurt dışında bir geziye davet edildim, ama ben gitmek istemiyorum.
We have broils at home and enemies abroad.
A tree spreads its branches abroad.
to walk abroad.
My decision to study abroad surprised my parents.
- Yurtdışında okuma kararım ebeveynlerimi şaşırttı.
This is why he didn't go to study abroad.
- Onun yurtdışında eğitim yapmaya gitmemesinin nedeni budur.