The clouds above moved fast.
- Yukarıdaki bulutlar hızlı ilerledi.
They live on the floor above.
- Onlar yukarıdaki katta yaşıyor.
There were people talking upstairs.
- Yukarıda konuşan insanlar vardı.
My study is upstairs.
- Benim çalışma odam yukarıda.
Tom heard a helicopter overhead.
- Tom yukarıdan geçen bir helikopter duydu.
Tom could hear helicopters overhead.
- Tom yukarıdan geçen helikopterleri duyabiliyordu.
Tom could hear helicopters overhead.
- Tom yukarıdan geçen helikopterleri duyabiliyordu.
Tom heard a helicopter overhead.
- Tom yukarıdan geçen bir helikopter duydu.
What are they doing up there?
- Onlar yukarıda ne yapıyor?
Can you see anything up there?
- Yukarıda bir şey görebiliyor musun?
My study is upstairs.
- Benim çalışma odam yukarıda.
Grace goes upstairs to the extension telephone.
- Grace yukarıdaki dahili telefona gider.
The above-mentioned mail item has been duly delivered.
- Yukarıda bahsedilen posta öğesi usulüne uygun şekilde teslim edilmiştir.
See the example given above.
- Yukarıda verilen örneğe bak.
As we go up higher, the air becomes thinner.
- Biz yukarıya giderken hava incelir.
I teach French at the high school up the street.
- Caddenin yukarısındaki lisede Fransızca öğretirim.