Grace goes upstairs to the extension telephone.
- Grace yukarıdaki dahili telefona gider.
She shut the door and went upstairs.
- Kapıyı kapattı ve yukarı gitti.
She is certainly above forty.
- O kesinlikle kırkın yukarısındadır.
The above-mentioned mail item has been duly delivered.
- Yukarıda bahsedilen posta öğesi usulüne uygun şekilde teslim edilmiştir.
I teach French at the high school up the street.
- Caddenin yukarısındaki lisede Fransızca öğretirim.
The higher we go up, the cooler the air becomes.
- Ne kadar yukarıya gidersek hava o kadar soğuk olur.