Tom could hear helicopters overhead.
- Tom yukarıdan geçen helikopterleri duyabiliyordu.
Tom heard a helicopter overhead.
- Tom yukarıdan geçen bir helikopter duydu.
Go upstairs and bring down my trunk.
- Yukarı çık ve bavulumu getir.
She shut the door and went upstairs.
- Kapıyı kapattı ve yukarı gitti.
See the example given above.
- Yukarıda verilen örneğe bak.
The clouds above moved fast.
- Yukarıdaki bulutlar hızlı ilerledi.
As we go up higher, the air becomes thinner.
- Biz yukarıya giderken hava incelir.
The higher we go up, the cooler the air becomes.
- Ne kadar yukarıya gidersek hava o kadar soğuk olur.