The clouds above moved fast.
- Yukarıdaki bulutlar hızlı ilerledi.
Important! You are about to add a translation to the sentence above.
- Önemli! Yukarıdaki cümleye çeviri eklemek üzeresiniz.
Grace goes upstairs to the extension telephone.
- Grace yukarıdaki dahili telefona gider.
I carried Tom upstairs to his bedroom.
- Tom'u yukarıdaki yatak odasına taşıdım.
Go upstairs and bring down my trunk.
- Yukarı çık ve bavulumu getir.
Tom heard Mary go upstairs.
- Tom Mary'nin yukarıya çıktığını duydu.
See the example given above.
- Yukarıda verilen örneğe bak.
She is certainly above forty.
- O kesinlikle kırkın yukarısındadır.
As we go up higher, the air becomes thinner.
- Biz yukarıya giderken hava incelir.
I teach French at the high school up the street.
- Caddenin yukarısındaki lisede Fransızca öğretirim.