I interpreted his remark as a threat.
- Onun sözlerini bir tehdit olarak yorumladım.
I don't know how to interpret his words.
- Onun sözlerini nasıl yorumlayacağımı bilmiyorum.
What's there to comment on?
- Yorumlamak için ne var?
His comments about the book were favorable.
- Kitap hakkındaki yorumları olumluydu.
Slanderous, defamatory, obscene, indecent, lewd, pornographic, violent, abusive, insulting, threatening and harassing comments are not tolerated.
- İftira niteliğinde, küçük düşürücü, müstehcen, uygunsuz, iffetsiz, pornografik, şiddet, suistimal, hakaret, tehdit ve taciz yorumlarına katlanılmaz.
Who needs commentary?
- Kimin yoruma ihtiyacı var?
I didn't say that. That's your interpretation.
- Bunu söylemedim. Bu sizin yorumunuz.
His interpretation of this matter is too one-sided.
- Onun bu konuyla ilgili yorumu çok tek-taraflıdır.
Tom consulted a dream dictionary in order to interpret his nightmare.
- Tom kabusunu yorumlamak için rüya sözlüğüne baktı.
What's there to comment on?
- Yorumlamak için ne var?
Tom didn't want to comment.
- Tom yorumlamak istemiyordu.
I thought your remark was interesting.
- Yorumunun ilginç olduğunu düşündüm.
I interpreted his remark as a threat.
- Onun sözlerini bir tehdit olarak yorumladım.
Mr White made a few comments on my speech.
- Bay White konuşmamla ilgili birkaç yorum yaptı.
Can I hear your comments about this?
- Bunun hakkındaki yorumlarınızı duyabilirmiyim?
Tom consulted a dream dictionary in order to interpret his nightmare.
- Tom kabusunu yorumlamak için rüya sözlüğüne baktı.
It's not an insult. It's an observation.
- Bu bir hakaret değil, bu bir yorum.
Ambiguous phrases often beget funny interpretations.
- Belirsiz ifadeler sık sık komik yorumlar yaratırlar.
His interpretation of this matter is too one-sided.
- Onun bu konuyla ilgili yorumu çok tek-taraflıdır.
What's there to comment on?
- Yorumlamak için ne var?
When reading certain comments, people can completely lose faith in humanity.
- Bazı yorumları okurken, insanlar insanlığa olan inançlarını tamamen kaybedebilirler.
I used to play video games, but now I prefer to do more useful things with my time. Like reading internet comments.
- Eskiden video oyunları oynardım ama artık zamanımla daha faydalı şeyler yapmayı tercih ediyorum. İnternet yorumlarını okumak gibi.