Unfortunately, few passengers survived the catastrophe.
- Ne yazık ki, birkaç yolcu felaket atlattı.
When I woke up, all other passengers had gotten off.
- Ben uyandığımda, diğer tüm yolcular inmişti.
And do the travellers remember him?
- Ve yolcular onu hatırlıyor mu?
She provided the traveler with food and clothing.
- O, yolcuya yiyecek ve giyecek sağladı.
There are a lot of people who believe that Tom really is a time traveler.
- Tom'un gerçekten bir zaman yolcusu olduğuna inanan bir sürü insan var.