Travelling is easy these days.
- Yolculuk etmek bugünlerde kolaydır.
I'm travelling alone.
- Yalnız yolculuk ediyorum.
A trip to America this summer is out of the question.
- Bu yaz Amerika'ya bir yolculuk söz konusu değil.
A trip to America is out of the question.
- Amerika'ya bir yolculuk söz konusu değil.
The voyage to America used to take many weeks.
- Amerika'ya yolculuk birçok hafta sürerdi.
The voyage lasted 14 months.
- Yolculuk 14 ay sürdü.
The journey has just begun.
- Yolculuk henüz başladı.
He made a journey to Paris.
- O, Paris'e bir yolculuk yaptı.
He never travels without taking an alarm clock with him.
- O yanında bir çalar saati almadan asla yolculuk yapmaz.
The day will soon come when we will conquer space and travel to the moon.
- Uzayı işgâl edeceğimiz ve Ay'a yolculuk yapacağımız gün yakında gelecek.
Congratulations! You just won a free cruise to the Bahamas!
- Tebrik ederiz! Bahamalar'a ücretsiz yolculuk kazandınız!
Gemiyle yolculuk yapmayı seviyorum.
- Gemiyle yolculuk yapmayı severim.
Bu gemi okyanus yolculuğu için uygun değil.
- Bu gemi okyanuslarda yolculuk yapmak için uygun değil.