The boss asked Mr Brown to take charge of the office while she was away.
- Patron, Bay Brown'dan kendisi yokken işyerinin sorumluluğunu almasını istedi.
You had better go to bed right away, or your cold will get worse.
- Derhal yatmaya gitsen iyi olur, yoksa soğuk algınlığın daha da kötüleşir.
He was absent from school because of illness.
- O, hastalık nedeniyle okulda yoktu.
He was absent owing to illness.
- O, hastalık nedeniyle yoktu.
I've got nothing to say to him.
- Ona söyleyecek hiçbir şeyim yok.
There was nothing but an old chair in the room.
- Odada eski bir sandalyeden başka bir şey yoktu.
It's none of your business.
- Onun sizinle bir ilgisi yok.
Half a loaf is better than none.
- Yarım somun ekmek hiç yoktan iyidir.
Stand where you are or I'll kill you.
- Olduğun yerde kal yoksa seni öldürürüm.
I certainly had no idea Tom was thinking about killing himself.
- Tom'un kendini öldürmeyi düşündüğüne dair kesinlikle fikrim yoktu.
She is lacking in common sense.
- O, sağduyudan yoksundur.
He is lacking in common sense.
- O, sağduyudan yoksundur.
Hiç paraları yok.
It doesn't matter what he said.
- Söylediği şeyin hiçbir önemi yok.
Does the error occur regularly or sporadically? Is the error reproducible?
- Hata düzenli olarak mı yoksa ara sıra mı meydana geliyor? Hata yeniden üretilebilir mi?