I can't do it for want of money.
- Para yokluğundan dolayı onu yapamam.
Tom can't trust Mary to look after his house while he's away.
- Tom o yokken Mary'nin onun eviyle ilgileneceğine güvenemiyor.
A thief broke into the house while we were away.
- Biz yokken eve hırsız girmiş.
I was absent from school because of illness.
- Hastalık nedeniyle okulda yoktum.
He was absent from school because of illness.
- O, hastalık nedeniyle okulda yoktu.
There was nothing but an old chair in the room.
- Odada eski bir sandalyeden başka bir şey yoktu.
There is nothing concealed that will not be revealed.
- Açığa çıkartılmayacak hiçbir sır yoktur.
Half a loaf is better than none.
- Yarım somun ekmek hiç yoktan iyidir.
It's none of your business.
- Onun sizinle bir ilgisi yok.
Tom had no idea that Mary was a serial killer.
- Tom'un Mary'nin bir seri katil olduğuna dair hiçbir fikri yoktu.
Hold your tongue, or you'll be killed.
- Dilini tut, yoksa öldürüleceksin.
She is lacking in common sense.
- O, sağduyudan yoksundur.
He must be lacking in common sense.
- Sağ duyudan yoksun olmalı.
Hiç paraları yok.
Mary has nobody to talk with, but she doesn't feel lonely.
- Mary'nin konuşacak hiç kimsesi yok fakat o kendini yalnız hissetmiyor.
Why doesn't the list of languages include Maltese?
- Diller listesinde neden Malta dili yok?