yine de

listen to the pronunciation of yine de
Турецкий язык - Английский Язык
even so

Even so ... she didn't have to slap me! - Yine de... bana tokat atmak zorunda değildi!

nevertheless

It's just five in the morning, but nevertheless it is light out. - Henüz sabahın beşiydi ama yine de aydınlıktı.

Nevertheless, I'm extremely proud. - Yine de ben son derece gurur duyuyorum.

still

I doubt that Tom would help, but you should still ask him. - Tom'un yardımcı olacağından kuşkuluyum, ama yine de ona sormalısınız.

Tom and Mary argue a lot, but they still get along quite well together. - Tom ve Mary çok tartışırlar ama yine de birlikte oldukça iyi geçinirler.

however

I can't, however, agree with your opinion. - Yine de, fikrine katılamıyorum.

All dogs are animals. However, that doesn't mean that all animals are dogs. - Bütün köpekler hayvandır. Yine de bu bütün hayvanların köpek olduğu anlamına gelmez.

nonetheless

You may not believe it, but it is nonetheless true. - Sen buna inanmayabilirsin, ama yine de doğru.

Though he was poor, he was nonetheless happy. - Fakir olmasına rağmen, o yine de mutluydu.

yet

The sun was shining, yet it was cold. - Güneş parlıyordu, yine de hava soğuktu.

We have yet to learn the truth. - Yine de gerçeği öğrenmek zorundayız.

after all

Peter didn't come after all. - Peter yine de gelmedi.

Who knows, maybe Christmas in Boston won't be so bad after all. - Kim bilir, belki Boston'daki noel yine de o kadar da kötü olmayacaktır.

all the same, after all, still, however, but then (again), yet, anyway, anyhow, nevertheless, even now, to, then, notwithstanding
though

You can probably guess what happens though. - Yine de büyük olasılıkla ne olacağını tahmin edebilirsin.

She came even though the weather was bad. - O, kötü havaya rağmen yine de geldi.

yet already
just the same
natheless
anyhow

It might rain, but I'm going anyhow. - Yağmur yağabilir ama yine de gidiyorum.

That has been my experience anyhow. - O yine de benim tecrübemdi,

in despite of
nathless
altogether
oldness
none the less

My wife has faults. None the less, I love her. - Karımın hataları var. Yine de, ben onu seviyorum.

even now
all the same

I cannot go to the party, but thank you for inviting me all the same. - Partiye gidemem, yine de beni davet ettiğin için teşekkür ederim.

Thank you all the same. - Yine de teşekkür ederim.

anyway

She wanted to go out anyway. - Yine de dışarı çıkmak istedi.

Let's hope for the best anyway. - Hayırlısı diyelim yine de.

considering
at the same time
howbeit
notwithstanding
nontheless
at any rate

At any rate, I can go out when it stops raining. - Yine de, yağmur durduğunda dışarı çıkabilirim.

just

Our trip was long, difficult and dangerous. We're just happy to be back home in one piece. - Yolculuğumuz; uzun, çetin ve tehlikeliydi. Yine de evlerimize sağ salim döndüğümüz için mutluyuz.

It's just five in the morning, but nevertheless it is light out. - Henüz sabahın beşiydi ama yine de aydınlıktı.

but then
despite
yine de
Избранное