yetkililerce

listen to the pronunciation of yetkililerce
Турецкий язык - Английский Язык

Определение yetkililerce в Турецкий язык Английский Язык словарь

yetkili
authorized

Only cleaners are authorized to enter into the meeting room. - Sadece temizlikçiler toplantı odasına girmeye yetkilidir.

You are not authorized to enter there. - Orada girmek için yetkili değilsiniz.

yetkili
competent

We need competent leaders. - Yetkili liderlere ihtiyacımız var.

The new waiter should be much more competent. - Yeni garson çok daha yetkili olmalıdır.

yetkili
official

Many high-level officials attended the meeting. - Birçok üst düzey yetkili toplantıya katıldı.

Canadian officials weighed the supplies of each man. - Kanadalı yetkililer, her insanın malzemelerini tarttı.

yetkili
commissioned
yetkili
{s} qualified
yetkili
(Bilgisayar) contact
yetkili
certified
yetkili
officer
yetkili
power
yetkili
(Ticaret) authorized officer
yetkili
licenced
yetkili
proxy
yetkili
licensed
yetkili
authorised
yetkili
(Kanun) decretory
yetkili
(Ticaret) authorised officer
yetkili
(Kanun) licensee
yetkili
(Kanun) competed
yetkili
authorities

Getting rid of garbage has become a major headache for the authorities. - Çöpten kurtulmak yetkililer için büyük bir baş belası haline gelmiştir.

The authorities have been hiding the facts from the public. - Yetkililer gerçekleri halktan gizliyordu.

yetkili
(Kanun) vested
yetkili
authority
yetkili
entitled

You're entitled to the truth. - Sen gerçeğe yetkilisin.

Tom is entitled to do that. - Tom onu yapmaya yetkili.

yetkili
commanding
yetkili
ex cathedra
yetkili
competent, (someone) who has sufficient knowledge, judgment, or skill (in a particular field)
yetkili
(Hukuk) authority, competent
yetkili
authorized, warranted
yetkili
entitled to

You are not entitled to attend the meeting. - Toplantıya katılmak için yetkili değilsiniz.

You're entitled to the truth. - Sen gerçeğe yetkilisin.

yetkili
authorized, authoritative; qualified; authority
yetkili
authoritative
yetkili
executive

I am the executive director of the museum. - Ben müzenin yetkili müdürüyüm.

yetkili
powerful
yetkili
{s} potent
Турецкий язык - Турецкий язык

Определение yetkililerce в Турецкий язык Турецкий язык словарь

Yetkili
mezun
Yetkili
salahiyetli
Yetkili
salahiyettar
yetkili
Herhangi bir işte yetkisi olan (kimse) salâhiyetli, salâhiyettar
yetkili
Herhangi bir işte yetkisi olan (kimse) salahiyetli, salahiyettar: "Fabrikanın bir yetkilisi onlara açıklamalar yapıyordu."- T. Buğra
yetkililerce
Избранное