Only cleaners are authorized to enter into the meeting room.
- Sadece temizlikçiler toplantı odasına girmeye yetkilidir.
You are not authorized to enter there.
- Orada girmek için yetkili değilsiniz.
We need competent leaders.
- Yetkili liderlere ihtiyacımız var.
The new waiter should be much more competent.
- Yeni garson çok daha yetkili olmalıdır.
Many high-level officials attended the meeting.
- Birçok üst düzey yetkili toplantıya katıldı.
Canadian officials weighed the supplies of each man.
- Kanadalı yetkililer, her insanın malzemelerini tarttı.
Getting rid of garbage has become a major headache for the authorities.
- Çöpten kurtulmak yetkililer için büyük bir baş belası haline gelmiştir.
The authorities have been hiding the facts from the public.
- Yetkililer gerçekleri halktan gizliyordu.
You're entitled to the truth.
- Sen gerçeğe yetkilisin.
Tom is entitled to do that.
- Tom onu yapmaya yetkili.
You are not entitled to attend the meeting.
- Toplantıya katılmak için yetkili değilsiniz.
You're entitled to the truth.
- Sen gerçeğe yetkilisin.
I am the executive director of the museum.
- Ben müzenin yetkili müdürüyüm.