I need authorization.
- Yetkiye ihtiyacım var.
We need authorization.
- Yetkiye ihtiyacımız var.
Tom has no authority.
- Tom'un hiçbir yetkisi yok.
He has got both authority and ability.
- Onun hem yetkisi hem de yeteneği var.
During an experiment on powers of observation, Tom was unable to describe any of the pictures hanging on his living room wall, despite having lived in his unit for two years.
- Gözlem yetkileri üzerine bir deney sırasında, bu birimde iki yıl yaşamasın rağmen Tom oturma odası duvarında asılı resimlerden hiç birini tanımlayamadı.
The document grants full powers to Manuela.
- Belge, Manuela'ya tüm yetkileri verir.
All right, I'm in charge now.
- Tamam, şimdi yetki bende.
This case is outside my jurisdiction.
- Bu durum benim yetki alanımın dışında.
That's not in my bailiwick.
- Bu benim yetki alanım değil.
I can't authorize that.
- Ben onu yetkilendiremem.
You are not authorized to enter there.
- Orada girmek için yetkili değilsiniz.
This case is outside my jurisdiction.
- Bu durum benim yetki alanımın dışında.