She was well brought up by her parents.
- O, anne ve babası tarafından iyi yetiştirildi.
She brought up the three children alone.
- O, üç çocuğu tek başına yetiştirdi.
How does she bring up her children?
- O, çocuklarını nasıl yetiştiriyor?
How does he bring up his children?
- O, çocuklarını nasıl yetiştiriyor?
Rice is grown in rainy regions.
- Pirinç yağışlı bölgelerde yetiştirilir.
Tea is widely grown in India.
- Çay geniş ölçüde Hindistan'da yetiştirilir.
If you hurry, you will overtake him.
- Acele edersen ona yetişirsin.
If you hurry, you will soon overtake her.
- Eğer acele edersen yakında ona yetişirsin.
I had to run to catch up with Tom.
- Tom'a yetişmek için koşmak zorunda kaldım.
I quickened my steps to catch up with her.
- Ona yetişmek için adımlarımı hızlandırdım.