yeter!

listen to the pronunciation of yeter!
Турецкий язык - Английский Язык
enow
enough

There was food enough for us all. - Hepimiz için yeterli yiyecek vardı.

This story is short enough to read in one lesson. - Bu hikaye bir derste okumak için yeterince kısa.

less of that
so
(Konuşma Dili) cut it out
(deyim) skip it
end to end
sufficient, enough kâfi
had enough
enough of that
have had enough
(isim) Enough (Given to last child)
enough said
be done

Tom didn't have enough time to do everything that needed to be done. - Tom'un yapılması gereken her şeyi yapacak kadar yeterli zamanı yoktu.

I don't have enough time to do everything that needs to be done. - Yapılması gereken her şeyi yapmak için yeterli zamanım yok.

no more
enough of that!

Haven't we had enough of that nonsense already? - Bu saçmalığa yeterince katlanmadık mı?

(Hukuk) sufficient

My explanation was not sufficient. - Açıklamam yeterli değildi.

To begin with, the funds are not sufficient for running a grocery store. - Öncelikle,devlet tahvilleri bir bakkal dükkânı çalıştırmak için yeterli değiller.

there is an end of it
That's enough!/That'll do!/That'll suffice!
that will do
enough, sufficient
Турецкий язык - Турецкий язык
İhtiyacı karşılayacak kadar olan, kâfi
yeter!
Избранное