The Indians gave the settlers food.
- Hintliler yerleşimcilere yemek verdi.
The settlers did not always honor the treaties.
- Yerleşimciler, yapılan anlaşmalara her zaman saygı göstermediler.
Akrotiri is a Bronze age settlement that was buried under volcanic ash.
- Akrotiri, volkanik kül altına gömülmüş bir Bronz çağı yerleşimidir.
I was the recipient of a large settlement.
- Büyük bir yerleşimin alıcısıydım.
The Indians gave the settlers food.
- Hintliler yerleşimcilere yemek verdi.
The settlers accepted the Indians' help.
- Yerleşimciler kızıl derililerin yardımını kabul etti.
A factory is not suitable for a residential district.
- Bir fabrika, bir yerleşim bölgesi için uygun değildir.
Tom and Mary live in a quiet residential neighborhood.
- Tom ve Mary sessiz bir yerleşim bölgesinde yaşıyorlar.