Tom refused to settle down.
- Tom yerleşmeyi reddetti.
The settlers did not always honor the treaties.
- Yerleşimciler, yapılan anlaşmalara her zaman saygı göstermediler.
Tom says that he wants to settle down.
- Tom yerleşmek istediğini söylüyor.
Let's all settle down here.
- Hepimiz buraya yerleşelim.
Call me when you get settled in.
- Yerleştiğin zaman beni ara.
They settled in Canada.
- Onlar Kanada'ya yerleştiler.
They found it easy to settle in the United States.
- Onlar Amerika Birleşik Devletleri'nde yerleşmeyi kolay buldular.
They decided to settle in a suburb of London.
- Londra'nın bir banliyösüne yerleşmeye karar verdiler.
This residential area is comfortable to live in.
- Bu yerleşim alanı yaşamak için rahat.
This is residential property.
- Burası yerleşim bölgesidir.