Tom always has a backup plan.
- Her zaman bir yedek planın var.
Did they have a backup plan?
- Onların yedek bir planı var mıydı?
I can not buy spare parts for this car.
- Bu araba için yedek parça alamam.
Tom opened the boot to take out the spare wheel.
- Tom yedek lastiği çıkarmak için bagajı açtı.
That class had a substitute teacher for the first week of school.
- O sınıf, okulun ilk haftası için bir yedek öğretmene sahipti.
I've taken a job as a substitute teacher.
- Bir yedek öğretmen olarak iş buldum.
Do you have an extra key?
- Yedek anahtarın var mı?
May I borrow a duplicate key for Room 360?
- Oda 360 için bir yedek anahtar alabilir miyim?
He had a duplicate key made from that one.
- Ondan yapılmış bir yedek anahtarı vardı.
Can I get you a refill?
- Sana bir yedek alabilir miyim?