Hunting game is forbidden in this tranquil wilderness.
- Avcılık oyunu bu huzurlu vahşi doğada yasaklanmıştır.
Smoking is forbidden in this area.
- Bu alanda sigara içmek yasaktır.
The treaty did not ban nuclear tests under the ground.
- Antlaşma toprak altındaki nükleer denemeleri yasaklamadı.
The sale of cigarettes should be banned.
- Sigara satışı yasaklanmalıdır.
What time is your curfew?
- Sokağa çıkma yasağın ne zaman?
He was given a detention for being out after curfew.
- O, sokağa çıkma yasağından sonra dışarıda olduğu için göz altına alındı.
They don't say that it's prohibited there. In fact, they say that it's mandatory.
- Onlar bunun orada yasak olduğunu söylemezler. Aslında onun zorunlu olduğunu söylerler.
Over there, they don't say that it's prohibited. In fact, they say that it's mandatory.
- Orada, onlar onun yasak olduğunu söylemez. Aslında, onlar onun zorunlu olduğunu söyler.
Prostitution, gambling, the use of narcotic substances, drunkenness, disorder, and all other illegal activities are STRICTLY FORBIDDEN.
- Fahişelik, kumar, uyuşturucu madde kullanımı, sarhoşluk, düzeni bozmak ve diğer yasadışı etkinlikler kesinlikle yasaklanmıştır.
The government is expelling illegal aliens as part of a crackdown.
- Hükümet yasadışı yabancıları yasaklamanın bir parçası olarak kovuyor.
Parking is prohibited here.
- Burada parketme yasaktır.
My parents prohibited me from seeing Tom again.
- Ebeveynlerim Tom'u tekrar görmemi yasakladılar.
It used to be taboo for women to smoke.
- Kadınların sigara içmesi yasaktı.
Sami and Layla continued their illicit love relationship.
- Sami ve Leyla yasak aşk ilişkilerine devam ettiler.
Weapons export was prohibited.
- Silah ihracatı yasaklandı.
Parking is prohibited here.
- Burada parketme yasaktır.
This is a restricted area.
- Bu yasak bir alandır.