The girl did nothing but cry.
- Kız ağlamaktan başka bir şey yapmıyor.
You didn't do a very good job, I said.
- Çok iyi bir iş yapmadığını söyledim.
Regardless of what he does, he does it well.
- Yaptığını düşünmeden, onu iyi yapar.
She doesn't know who built those houses.
- O bu evleri kimin yaptığını bilmiyor.
I'm doing it for you.
- Bunu senin için yapıyorum.
I'm doing this for you.
- Bunu senin için yapıyorum.
We'll do it when we have time.
- Zamanımız olduğunda onu yapacağız.
Can you do it in one day?
- Onu bir günde yapabilir misin?
In ethnic Iranian foods, you can see many products which are made of milk.
- Etnik İran gıdalarında, sütten yapılan birçok ürün görebilirsiniz.
I want a suit made of this material.
- Bu kumaştan yapılmış bir takım elbise istiyorum.
Making such a judgement may lead to wrong ideas.
- Öyle bir yargılama yapmak yanlış fikirlere yönlendirebilir.
Tom worries about making mistakes at work.
- Tom, iş yaparken yapılan hatalardan endişeleniyor.
Tom saved Mary's life by performing the Heimlich maneuver.
- Tom Heimlich manevrasını yaparak Mary'nin hayatını kurtardı.
They assisted him in performing the operation.
- Onlar onun operasyonu yapmasında yardım etti.
It can be done in a day.
- O, bir günde yapılabilir.
If it had not been for her help, you would never have done it.
- Onun yardımı olmasaydı asla onu yapamazdın.
She made up her face in 20 minutes.
- O, 20 dakika içinde yüzüne makyaj yaptı.
She has made up her mind to go to America to study.
- O, eğitim yapmak için Amerika'ya gitmeye karar verdi.
What do you make of that?
- Onunla ilgili ne yaparsın?
Tom and Mary aren't quite sure what to make of this.
- Tom ve Mary, bununla ilgili ne yapacaklarından pek emin değildir.
Parliamentary elections will be held in Germany in 2017.
- Parlamento seçimleri 2017'de Almanya'da yapılacak.
The conference is to be held in Tokyo the day after tomorrow.
- Konferans öbür gün yapılacak.
They voted to create a committee.
- Bir komite oluşturmak için oylama yaptılar.
They made John chairman of the committee.
- Onlar John'ı komite başkanı yaptı.
Beer bottles are made of glass.
- Bira şişeleri camdan yapılır.
Bottles of beer are made of glass.
- Bira şişeleri camdan yapılır.
Don't be afraid to make mistakes when speaking English.
- İngilizce konuşurken hata yapmaktan korkmayın.
The baby is asleep. Don't make a noise.
- Bebek uyuyor. Gürültü yapmayın.
Many atrocities were committed during the war.
- Savaş boyunca birçok zulüm yapıldı.
He committed a gaffe when he asked whether she was pregnant.
- O onun hamile olup olmadığını sorduğunda gaf yaptı.