The production has visual appeal for the audience.
- Yapımın seyirciler için görsel bir çekiciliği var.
All of them were handmade things.
- Onların hepsi el yapımı şeylerdi.
I value handmade things.
- El yapımı şeylere değer veriyorum.
The production has visual appeal for the audience.
- Yapımın seyirciler için görsel bir çekiciliği var.
According to the makers of the Oxford English Dictionary, there are over 800,000 words in the English language.
- Oxford İngilizce Sözlük'ün yapımcılarına göre İngilizce dilinde 800.000 'den fazla sözcük vardır.
The true makers of history are the masses.
- Tarihin gerçek yapımcıları kitlelerdir.
The money was appropriated for building the gymnasium.
- Para spor salonunun yapımı için ayrılmıştır.
The building is under construction.
- Bina yapım aşamasındadır.
That old man had been making homemade whiskey for fifty years.
- O yaşlı adam elli yıldır ev yapımı viski imal etmekteydi.
The new law was twelve months in the making.
- Yeni yasa on iki aydır yapım aşamasındaydı.
The building is under construction.
- Bina yapım aşamasındadır.
A new road is under construction.
- Yeni bir yol yapım aşamasındadır.
That old man had been making homemade whiskey for fifty years.
- O yaşlı adam elli yıldır ev yapımı viski imal etmekteydi.
I think Tom's homemade cookies are better than the ones Mary makes.
- Sanırım Tom'un ev yapımı kurabiyeleri Mary'nin yaptıklarından daha iyi.