The two houses stand side by side.
- İki ev yan yana durur.
We walked along side by side.
- Biz yan yana yürüdük.
This paragraph is well written, but there is a mistake in the last sentence.
- Bu paragraf iyi yazılmış ama son cümlede bir yanlışlık var.
Tom had to pay a fine because he parked in the wrong place.
- Tom arabasını yanlış yere park ettiği için ceza ödemek zorunda kaldı.
The accident took place near his home.
- Kaza onun evinin yanında gerçekleşti.
I suggest we go over to Tom's and help him get ready for the party.
- Tom'un yanına gitmemizi ve ona partiye hazırlanması için yardım etmemizi öneriyorum.
Who was at the party beside Jack and Mary?
- Partide Jack ve Mary'nin yanındaki kimdi?
The army was advancing in the wrong direction.
- Ordu yanlış yönde ilerliyordu.
The birds flew away in all directions.
- Kuşlar dört bir yana uçuştu.
I suggest we go over to Tom's and help him get ready for the party.
- Tom'un yanına gitmemizi ve ona partiye hazırlanması için yardım etmemizi öneriyorum.
What is the hard part of learning Japanese?
- Japonca öğrenmenin zor yanı nedir?
He edged sideways through the crowd.
- O, kalabalığa yanlamasına sokuldu.
Tom looked sideways at Mary.
- Tom yanlamasına Mary'ye baktı.
Some pickpocket stole my wallet on the train.
- Bir yankesici trende cüzdanımı çaldı.
Please put the table next to the wall.
- Lütfen masayı duvarın yanına koy.
He is clever, but on the other hand he often makes careless mistakes.
- Zeki ama bir yandan da sık sık dikkatsizce hatalar yapıyor.
On the one hand, the place is cheap. On the other hand, it's too hot.
- Bir yandan, yer ucuz. Öte yandan, çok sıcak.
She was burned so extensively that her children no longer recognized her.
- O kadar yoğun yandı ki çocukları onu artık tanımadı.
Both buildings burned down.
- Her iki bina da yandı.
The old couple sat side by side.
- Yaşlı çift yan yana oturuyordu.
The two houses stand side by side.
- İki ev yan yana durur.
The neighbours have been banging about next door all morning.
- Yan komşular sabahtan beri gürültü yapıyor.
Last night there was a big fire in the neighbourhood.
- Dün gece mahallede büyük bir yangın vardı.
According to some experts the spoken language uses few subordinate clauses.
- Bazı uzmanlara göre, konuşulan dil çok az sayıda yan cümleler kullanır.
The sentence has got too long again. Then just take out a few of the subordinate clauses.
- Cümle tekrar uzun sürdü. O zaman birkaç yan cümleyi çokarın.