He caught the last three innings.
The catch of the perpetrator was the product of a year of police work.
I was caught in a shower on my way home.
- Eve dönerken yağmura yakalanmıştım.
She would have fallen into the pond if he had not caught her by the arm.
- Eğer onu kolundan yakalamasaydı, göletin içine düşmüş olacaktı.
She won't leave the room, because she doesn't want to catch another cold.
- O, başka bir soğuk algınlığına yakalanmak istemediğinden dolayı odadan ayrılmayacak.
She catches colds easily.
- O, soğuk algınlığına kolayca yakalanır.
We want to capture all the uniqueness of each language. And we as well want to capture their evolution through time.
- Biz her dilin tüm benzersizliğini yakalamak istiyoruz. Ve biz zaman içinde onların evrimini de yakalamak istiyoruz.
To be honest, we came to capture you.
- Dürüst olmak gerekirse, biz seni yakalamak için geldik.
A fox was caught in the snare.
- Kapanda bir tilki yakalandı.
A fox is not caught twice in the same snare.
- Bir tilki aynı tuzakta iki kez yakalanmaz.
We'll catch up later.
- Daha sonra yakalayacağız.
Tom couldn't catch up with the other students after he came out of his coma.
- Tom komadan çıktıktan sonra diğer öğrencilerin seviyesini yakalayamadı.
The robber was nabbed this morning.
- Soyguncu bu sabah yakalandı.
They succeeded in catching the tiger alive.
- Kaplanı canlı yakalamayı başardılar.
The traffic accident prevented me from catching the train.
- Trafik kazası treni yakalamamı engelledi.
The robber was nabbed this morning.
- Soyguncu bu sabah yakalandı.
I have created a perfect plan for capturing that crafty animal.
- O kurnaz hayvanı yakalamak için mükemmel bir planı oluşturdum.
He grabbed me by the collar.
- O, beni yakamdan yakaladı.
Tom grabbed Mary by the collar.
- Tom, Mary'yi yakasından yakaladı.
Tom was afraid of being captured by the enemy.
- Tom düşman tarafından yakalanmaktan korkuyordu.
He said Davis must be captured.
- O, David'in yakalanması gerektiğini söyledi.
Where did you nail them?
- Onları nerede yakaladın?
I think you nailed it.
- Sanırım onu yakaladın.