There were severe shortages of food and fuel.
- Ciddi gıda ve yakıt sıkıntısı vardı.
Pollutants like this derive mainly from the combustion of fuel in car engines.
- Böyle kirleticiler çoğunlukla otomobil motorlarındaki yakıt tüketiminden kaynaklanmaktadır.
Gasoline is used for fuel.
- Benzin yakıt için kullanılır.
This car can go thirteen kilometers for every liter of gasoline.
- Bu araba bir litre yakıt başına on üç kilometre gidebilir.
Do the trains run on diesel oil?
- Trenler dizel yakıtla çalışır mı?
A new oil tanker was launched.
- Yeni bir yakıt tankeri denize indirildi.