I bought a bottle of salad oil.
- Bir şişe salata yağı aldım.
Give me the metal bucket with the oil in it.
- Bana içinde yağ olan metal kovayı ver.
There is a high chance of precipitation.
- Yüksek yağış olasılığı var.
Tomorrow we expect variable weather with a likely chance of precipitation.
- Yarın biz yağış ihtimali olan değişken bir hava bekliyoruz.
This is a rather fatty cut of meat.
- Bu oldukça yağlı bir et parçası.
The body converts extra calories into fat.
- Vücut ekstra kaloriyi yağa dönüştürür.
The machine was clogged with grease.
- Makine, yağdan tıkanmış.
Imitation is the sincerest form of flattery.
- Taklit en samimi yağcılık biçimidir.
Flattery won't get you anything.
- Yağcılık sana hiçbir şey getirmeyecek.
It'll stop snowing sooner or later.
- Er ya da geç kar yağışı duracak.
It has finally stopped snowing and has warmed up.
- Sonunda kar yağışı durdu ve hava ısındı.
It has finally stopped snowing and has warmed up.
- Sonunda kar yağışı durdu ve hava ısındı.
You can stay here till the snow stops.
- Kar yağışı durana kadar, burada kalabilirsiniz.
We anticipate a heavy rainfall tomorrow.
- Yarın şiddetli yağış bekliyoruz.
The leaves are fresh after a rainfall.
- Yapraklar yağıştan sonra taze.
The roof leaks every time it rains.
- Her yağmur yağışında çatı sızar.
They've had heavy rains for over a week.
- Bir haftadan daha fazla bir süredir şiddetli yağışlar vardı.
Şiddetli yağmur yüzünden baraj kapakları patladı.
- Yoğun yağış sebebiyle baraj taştı.