Турецкий язык - Английский Язык
Определение yürüyüşünün в Турецкий язык Английский Язык словарь
- march of
- yürü
- {f} walk
She was so tired that she couldn't walk.
-Ayrıca o çok yoruldu, yürüyemiyor.
She likes to walk alone.
-O tek başına yürümeyi sever.
- yürü
- {f} walking
Walking is good exercise.
-Yürümek iyi egzersizdir.
Walking from the station to the house takes only five minutes.
-İstasyondan yürüyerek eve gitmek sadece beş dakika.
- yürü
- {f} tread
In order to swim, you have to learn to tread water first.
-Yüzme öğrenmek için öncelikle suda yürümeyi öğrenmelisin.
- yürü
- trod
- yürü
- trodden
- yürü
- walk out
Do not walk outside this area.
-Bu alanın dışında yürümeyin.
- yürü
- amble
- yürü
- saunter
Связанные Термины
yürüyüşünün
Расстановка переносов
yü·rü·yü·şü·nünResimler
История
Избранное