The car passed by, raising a cloud of dust behind it.
- Araba arkasında bir toz bulutu yükselterek geçti.
Today, the temperature rose as high as 30 degrees Celsius.
- Bugün ısı 30 santigrat dereceye kadar yükseldi.
All sorts of rumors rose about her past.
- Onun geçmişi hakkında her türlü söylenti yükseldi.
The balloon went up in the sky.
- Balon gökyüzüne doğru yükseliyor.
The rocket went up smoothly.
- Roket sorunsuzca yükseldi.
Prices will continue to rise.
- Fiyatlar yükselmeye devam ediyor.
Prices continued to rise.
- Fiyatlar yükselmeye devam etti.
The tree was so tall that it towered over the garden wall.
- Ağaç o kadar yüksekti ki bahçe duvarının üzerinde yükseldi.
Why have coffee prices gone up?
- Kahve fiyatları neden yükseldi?
The average temperature has gone up.
- Ortalama sıcaklık yükseldi.
The level of water in the river has risen.
- Nehrin su seviyesi yükseldi.
The cost of living has risen.
- Yaşamanın maliyeti yükseldi.
The rising sun seen from the top was beautiful.
- Tepeden görülen yükselen güneş güzeldi.
The Recruit scandal is a corruption scandal concerning public officials and politicians who accepted as bribes undisclosed shares from the RecruitCoscom company. The shares had been rising steadily.
- Acemi asker skandalı kamu görevlilerini ve rüşvet olarak RecruitCoscom'dan gizli payları alan politikacıları ilgilendiren bir rüşvet skandalıdır. Hisseler sürekli yükseliyordu.
The tower rose up against the blue sky.
- Kule mavi gökyüzüne doğru yükseldi.
The tree was so tall that it towered over the garden wall.
- Ağaç o kadar yüksekti ki bahçe duvarının üzerinde yükseldi.
As global warming increases, sea levels get higher and higher.
- Küresel ısınma artarken deniz seviyesi gittikçe yükseliyor.
Prices will continue to go up.
- Fiyatlar yükselmeye devam edecek.
There's no guarantee that the stock will go up.
- Hisse senedinin yükseleceğinin bir garantisi yok.