Tom didn't fulfill his obligations.
- Tom yükümlülüklerini yerine getirmedi.
I only went to the party to fulfill my societal obligations.
- Ben sadece benim toplumsal yükümlülüklerimi yerine getirmek için partiye gittim.
His plan has both virtues and liabilities.
- Onun planının hem erdemleri hem de yükümlülükleri vardır.