This essay is a good one in that it comprehensively outlines all the major arguments on this issue.
He stressed the convenient aspects of city life.
- Şehir hayatının elverişli yönlerini vurguladı.
Creativity is an important aspect for the development of human.
- Yaratıcılık insan gelişimi için önemli bir yöndür.
It is difficult to peg the direction of interest deregulation.
- Faizi yeniden ayarlama yönünü belirlemek zordur.
I have no sense of direction so I always travel with a compass.
- Benim bir yön duyum yok bu yüzden her zaman bir pusula ile seyahat ederim.
Modern cars differ from the early ones in many ways.
- Modern arabalar birçok yönden eski olanlardan farklıdır.
He asked me which way to go.
- Bana hangi yöne gideceğini sordu.
Of course you can trust me. Have I ever given you a bum steer before?
- Elbette bana güvenebilirsin. Ben hiç daha önce seni yanlış yönlendirdim mi?
The flood diverted the course of the river.
- Sel nehrin yönünü değiştirdi.
There's a trend these days towards small families.
- Bu günlerde küçük ailelere doğru bir yönelim var.
I lost my bearings when I came out of the subway.
- Metrodan çıktığımda yönümü kaybettim.
I lost my bearings when I came out of the subway.
- Metrodan çıktığımda yönümü kaybettim.
This room's orientation is great.
- Bu odanın yönü harika.
Employers cannot refuse to hire workers because of their race, religion, ethnic origin, skin colour, sex, age, marital status, disability or sexual orientation.
- İşverenler ırkları, dinleri, etnik kökenleri, deri renkleri, cinsiyetleri, yaşları, medeni durumları, engellilikleri ya da cinsel yönelimleri nedeniyle işçileri işe almayı reddemezler.
We were rerouted because of weather.
- Havadan dolayı yönümüzü değiştirdik.
That person is elected by the majority party caucus.
- O kişi çoğunluk partisi yönetim kurulu tarafından seçilir.
He had led the Republican Party with great success.
- O, Cumhuriyetçi Parti'yi büyük bir başarı ile yönetti.
Always look on the bright side of life.
- Hayata her zaman olumlu yönden bak.
I just discovered the dark side of Tatoeba.
- Tatoeba'nın karanlık yönünü kesinlikle keşfettim.
Japanese differ from American in many respects.
- Japonlar Amerikalılardan birçok yönden farklıdır.
You are wrong in some respects.
- Bazı yönlerden hatalısın.
Tom has no sense of direction.
- Tom'un yön duyusu yok.
I have no sense of direction so I always travel with a compass.
- Benim bir yön duyum yok bu yüzden her zaman bir pusula ile seyahat ederim.
From this aspect, therefore, the whole of economics can be reduced to a single lesson, and that lesson can be reduced to a single sentence.