work, a job, (as a verb), to work, to toil

listen to the pronunciation of work, a job, (as a verb), to work, to toil
Английский Язык - Турецкий язык

Определение work, a job, (as a verb), to work, to toil в Английский Язык Турецкий язык словарь

for
süresince

İki saat süresince karın içinde otobüsü bekledim. - I waited for the bus in the snow as long as two hours.

for
elverişli

Bu yer yüzmek için elverişli. - The place is convenient for swimming.

for
(Bilgisayar) bu öğe için
for
yoluna

Senin için onun yoluna gireceğini umuyorum, Tom. - I hope it works out for you, Tom.

for
(bağlaç) dolayı, nedeniyle, çünkü, zira
for
karşılığında

Tom yaptığı bütün iş karşılığında ne alıyor? - What does Tom get in return for all the work he's done?

Herkesin, hiçbir fark gözetilmeksizin, eşit iş karşılığında eşit ücrete hakkı vardır. - Everyone, without any discrimination, has the right to equal pay for equal work.

for
yüzünden

O, cinayet yüzünden hapse atılmıştır. - He was framed for murder.

Yer yokluğu yüzünden bu sorunu atlamak zorunda kaldım. - I had to leave out this problem for lack of space.

for
şerefine
for
zarfında
for
-den dolayı
for
nedeniyle

Aramızda kalsın, o rüşvet nedeniyle görevden alındı ​​. - Between ourselves, he was dismissed for bribery.

Ben, bir trafik sıkışıklığı nedeniyle toplantıya geç kaldım. - I was late for the meeting because of a traffic jam.

for
{e} karşı

Mağdur kimselerin yiyecek ve giyecek ihtiyaçlarını karşılamalıyız. - We must provide food and clothes for the victims.

Bereket versin ki, yolda fırtınayla karşılaşmadılar. - Fortunately they had no storms on the way.

for
{e} uygun

Bu oda uyumak için uygun değil. - This room is not suitable for sleeping.

Onun görev için uygunluğundan hiç kimsenin kuşkusu yok. - No one doubts her fitness for the post.

for
{e} doğru

Gemi kıyıya doğru gitti. - The ship made for the shore.

Güneş batarken, hepimiz eve doğru hareket ettik. - The sun having set, we all started for home.

for
{e} yönünde
for
adına

Tom adına çok mutluyum. - I'm very happy for Tom.

Babasının adına toplantıya katıldı. - He attended the meeting for his father.

for
namına
for
{e} için, -e
Английский Язык - Английский Язык
for