Şaşırmak, merak etmek, anlamaya başlamaktır.
- To be surprised, to wonder, is to begin to understand.
Tom'un nerede olduğunu merak etmekten başka yapabileceğim bir şey yok.
- I can't help but wonder where Tom is.
Harika hediye için teşekkürler.
- Thank you for the wonderful gift.
Mısır piramitleri dünyanın yedi harikasından biridir.
- The pyramids of Egypt are one of the seven wonders of the world.
Çamaşır makinesi harika bir icattır.
- The washing machine is a wonderful invention.
Harika hediye için teşekkürler.
- Thank you for the wonderful gift.
Hepimiz onun böyle iyi bir adamı niye terk ettiğini merak ettik.
- We all wondered why she had dumped such a nice man.
Öyle bir şeyi yapabilip yapamayacağımı merak ettim.
- I wondered if I could do such a thing.
Bu gece mükemmel dans ettin.
- You danced wonderfully tonight.
Cihazı çalıştırmak mükemmelce basittir.
- The appliance is wonderfully simple to operate.
Onların hâlâ uyanık olması şaşılacak şey.
- It's a wonder they're still awake.
Düğünümüzde söyleyebilsen şahane oldurdu.
- It would be wonderful if you could sing at our wedding.
Hapiste olmaman bir mucize.
- It's a wonder you're not in jail.
Çocuklar için, bu dünya harikalar ve mucizelerle doludur.
- For children, this world is full of wonders and miracles.
O şaşkınlıkla etrafına bakındı.
- She looked around in wonder.
Sadece bir şaşkınlık şimdi bize yardımcı olabilir.
- Only a wonder can help us now.
Şaşırmak, merak etmek, anlamaya başlamaktır.
- To be surprised, to wonder, is to begin to understand.
Şu kızın kim olduğunu merak ediyorum.
- I wonder who that girl is.
Ne yaptığımızı merak ediyor olacak.
- He will be wondering what we are doing.
Alaaddin sihirli bir lamba buldu.
- Aladin found a wonderful lamp.
Alaaddin harika bir lamba buldu.
- Aladin found a wonderful lamp.
O bana en harikulade hediyeyi verdi.
- He gave me the most wonderful present.
The idea was so crazy that it is a wonder that anyone went along with it.
Miss Paynter had a little wonder as to whether the man, as she called Mr. Lacy in her own mind, had ever been admitted to this room. She thought not.
He's a wonder at cooking.
He is massively corrupt. It is wonderful how the man's popularity survives.
They served a wonderful six-course meal.
Too much of a good thing is wonderful!
- Too much of a good thing is wonderful.
Too much of a good thing is wonderful.
- Too much of a good thing is wonderful!