Alarm Mayuko'yu uyandırdı.
- The alarm woke up Mayuko.
Ben uyandığımda, diğer tüm yolcular inmişti.
- When I woke up, all other passengers had gotten off.
Senin uyanmak için en sevdiğin müzik türü hangisi?
- What's your favorite kind of music to wake up to?
Yarın sabah erken uyanmak zorundasın.
- You have to wake up early tomorrow morning.
Yüksek gürültü çocukları uyandırdı.
- The loud noise woke up the children.
Dan çocukları uyandırdı.
- Dan woke up the children.
Amacım Tom'u uyandırmak değildi.
- I didn't mean to wake Tom up.
Tom kendini uyandırmak için kendi üzerine soğuk su döktü.
- Tom poured cold water over himself to wake himself up.
Yarın sabah erken uyanmak zorundasın.
- You have to wake up early tomorrow morning.
Annesi onu uyandırıncaya kadar Jim uyanmadı.
- Jim didn't wake up until his mother woke him.
Koyu bir fincan kahve uyanık kalmama yardım eder.
- A strong cup of coffee helps me wake up.
Çalar saat beni 7:00 de uyandırır.
- The alarm clock wakes me at seven.
Alarm çalmasına rağmen uyanamadım.
- Although the alarm rang I failed to wake up.
How long I slept I cannot tell, for I had nothing to guide me to the time, but woke at length, and found myself still in darkness.
... I woke up at 6 o'clock this morning. ...
... I -- I never, ever -- there was never a day when I woke up ...