Uzun ve müreffeh bir hayat yaşa.
- Live a long and prosperous life.
O kasaba müreffeh görünüyordu.
- That town looked prosperous.
İnsanlar rahat mı? Hayır.
- Are people comfortable? No.
Herkes onunla birlikte rahat hisseder.
- Everybody feels comfortable with him.
Küçük konforlu bir evimiz olacak.
- We will have a small comfortable house.
Dairemi beğendin mi? Evet, çok konforlu
- Did you like my apartment? Yes, it is very comfortable.
Bazen iyi görünme ve rahat olma arasında seçim yapmak zorundasın.
- Sometimes you have to choose between looking good and being comfortable.
Bir hayvanın bir hayvanat bahçesinde rahat bir hayat yaşaması vahşi doğada bir vahşi hayvan tarafından parçalanmasından daha iyidir.
- It is better for an animal to live a comfortable life in a zoo than to be torn apart by a predator in the wild.
Bunu uygun bir uzaklıktan sakince gözlemledi.
- He observed this calmly, from a comfortable distance.