Bu yolculuk sadece zevk içindir.
- This trip is purely for pleasure.
Bu sadece kazara oldu.
- This happened purely by accident.
Esperanto: Avrupa veya Asya dili denemesinde Claude Piron, Esperanto ve Çince arasındaki benzerliği gösterdi ve Esperanto'nun yalnızca Avrupa merkezli olduğunu ortaya koydu.
- In his essay Esperanto: European or Asiatic language Claude Piron has shown the similarities between Esperanto and Chinese, thereby putting to rest the notion that Esperanto is purely eurocentric.
Bu ay boyunca yalnızca İspanyolca cümle eklemeye karar verdim.
- I've decided to contribute Spanish sentences purely all this month.
O, tamamen şans eseri Sam ile karşılaştı.
- He met Sam purely by chance.
Onunla karşılaşmam tamamen tesadüftü.
- My meeting her was purely accidental.
Bu ay boyunca yalnızca İspanyolca cümle eklemeye karar verdim.
- I've decided to contribute Spanish sentences purely all this month.
Esperanto: Avrupa veya Asya dili denemesinde Claude Piron, Esperanto ve Çince arasındaki benzerliği gösterdi ve Esperanto'nun yalnızca Avrupa merkezli olduğunu ortaya koydu.
- In his essay Esperanto: European or Asiatic language Claude Piron has shown the similarities between Esperanto and Chinese, thereby putting to rest the notion that Esperanto is purely eurocentric.