Birçok müşteri danışma için avukata gelirler.
- A lot of clients come to the lawyer for advice.
Yolda birçok hayvan gördü.
- He saw a lot of animals on the road.
Ailesini çok endişelendirdi.
- He caused his parents a lot of anxiety.
Japonya, çok fazla kâğıt tüketmektedir.
- Japan consumes a lot of paper.
Bir çok çözümü düşünüyoruz.
- We are thinking of a lot of solutions.
Son zamanlarda bir çok hileli iğrenç olaylar vardı.
- Recently there have been a lot of nasty incidents with fraud.
He wants to make gobs of money selling cassettes.