Biraz nefesi kesilmiş görünüyorsun.
- You look a little winded.
Bugün hava rüzgarlı, değil mi?
- It is windy today, isn't it?
Hava bugün dünkünden daha rüzgarlı.
- It's windier today than it was yesterday.
Hollanda'da nereye gidersen git farketmez, yel değirmenlerini göreceksin.
- It doesn't matter where you go in Holland, you'll see windmills.
Rüzgarın yönünü değiştiremem ama gidilecek yere ulaşmak için her zaman yelkenlerimi ayarlayabilirim.
- I can't change the direction of the wind, but I can adjust my sails to always reach my destination.
Yumuşak bir rüzgar esiyor.
- A gentle wind is blowing.
Rüzgar alevleri körükledi.
- The wind fanned the flames.
O sadece seni gaza getiriyor.
- He's only winding you up.
Patatesler bana gaz yapar.
- Potatoes give me wind.
Soluklanmam için bana bir dakika ver.
- Give me a minute to catch my wind.
Pencereden bir nehir görüyorum.
- Through the window, I see a river.
Nehir ormanın içinden kıvrılarak gitmektedir.
- The river winds through the forest.
Nefesli enstrümanlar içinde en mükemmeli insan sesidir.
- The human voice is the most beautiful of all wind instruments.
Biraz nefesi kesilmiş görünüyorsun.
- You look a little winded.
Bir rüzgar esintisi Curdken'in şapkasını uçurdu, ve o onu tepe ve vadinin üzerinde kovalamak zorunda kaldı.
- A gust of wind blew Curdken's hat away, and he had to chase it over hill and dale.
Bir rüzgar esintisi geldi ve Curdken'in şapkasını uçurdu.
- A puff of wind came and blew Curdken's hat far away.
Cumbayı açmak için sadece butona basmalısınız.
- You have only to push the button to open the bay window.
Tom sırasından çıktı ve bir pencere açmak için gitti.
- Tom got out from behind his desk and went over to open a window.
Tom gibi sarılmak istemiyorum.
- I don't want to wind up like Tom.
Çiçeklerin kokusu, otobüsün açık pencerelerinden içeri girdi.
- The smell of the flowers came in through the open windows of the bus.
Onlar rüzgar ve havanın elinde, denizde kayboldular.
- They were lost at sea, at the mercy of wind and weather.
Hava soğuktu ve üstelik rüzgarlıydı.
- It was cold, and in addition, it was windy.
Nefesli enstrümanlar içinde en mükemmeli insan sesidir.
- The human voice is the most beautiful of all wind instruments.
The boxer was winded when his opponent hit his solar plexus.
She was winded from her long run.
He launched into a long-winded discussion of the relative merits of asphalt and concrete.
Give me a minute before we jog the next mile — I need a second wind.
Please wind up that kite string.
Please wind up that old-fashioned alarm clock.
The winds in Chicago are fierce.
The boxer was winded during round two.
Ewww. Someone passed wind.