Orijinal qipao geniş ve boldu.
- The original qipao was wide and loose.
Bir alıcı piyasası malların bol olduğu, alıcıların çok çeşitli seçimlere sahip olduğu, ve fiyatların düşük olduğu bir piyasadır.
- A buyers' market is a market in which goods are plentiful, buyers have a wide range of choices, and prices are low.
Bu böcekler geniş bir alana yayıldılar.
- These insects are widely distributed.
Columbus Amerika'yı keşfettiği zaman, bizon ( Amerikan mandası ) geniş bir alanda yaşıyordu.
- When Columbus discovered America, bison (American buffalo) inhabited a wide-ranging area.
Henüz tamamen uyanık değilim.
- I'm not wide awake yet.
Tom bütün gece tamamen uyanık kaldı.
- Tom remained wide awake the whole night.
Bu dergi yaygın olarak dolaşır.
- This magazine circulates widely.
İngilizce dünyada en yaygın konuşulan dildir.
- English is by far the most widely-spoken language in the world.
Columbus Amerika'yı keşfettiği zaman, bizon ( Amerikan mandası ) geniş bir alanda yaşıyordu.
- When Columbus discovered America, bison (American buffalo) inhabited a wide-ranging area.
Mississippi Nehri derin ve geniştir.
- The Mississippi River is deep and wide.
Arka kapı sonuna kadar açık.
- The back door's wide open.
Ön kapı sonuna kadar açıktı.
- The front door was wide open.
İki öğrenci arasında fikirlerde büyük bir uçurum vardır.
- There is a wide gap in the opinions between the two students.
Deprem geniş çaplı hasara yol açtı.
- The earthquake caused widespread damage.
Benim hobilerim sadece geniş kapsamlı değil fakat aynı zamanda faydalı da.
- My hobbies are not only wide-ranging but also useful.
Gözlerinizi ardına kadar açık tutun.
- Keep your eyes wide open!
Fadıl kapıyı ardına kadar açık buldu.
- Fadil found the door wide open.
Gözlerinizi ardına kadar açık tutun.
- Keep your eyes wide open!
Tom gözlerini ardına kadar açtı.
- Tom opened his eyes wide.
Sizin tahmin hedeften uzak.
- You're wide of the mark.
Sen tamamen ödevlerin aracılığıyla mısın?
- Are you completely through with your homework?
Tamamen işine dalmıştı.
- He was completely absorbed in his work.
Arka kapı sonuna kadar açık.
- The back door's wide open.
Ön kapı sonuna kadar açıktı.
- The front door was wide open.
Tom'un gözleri apaçık.
- Tom's eyes are wide open.
Kapıyı apaçık buldum.
- I found the door wide open.
Bir alıcı piyasası malların bol olduğu, alıcıların çok çeşitli seçimlere sahip olduğu, ve fiyatların düşük olduğu bir piyasadır.
- A buyers' market is a market in which goods are plentiful, buyers have a wide range of choices, and prices are low.
Çok çeşitli konular tartıştık.
- We discussed a wide range of topics.
Henüz tamamen uyanık değilim.
- I'm not wide awake yet.
Tom bütün gece tamamen uyanık kaldı.
- Tom remained wide awake the whole night.
Another technique is cyst aspiration with a wide-bore needle.
Benim hobilerim sadece geniş kapsamlı değil fakat aynı zamanda faydalı da.
- My hobbies are not only wide-ranging but also useful.
Ayakları ayrık durdu.
- He stood with his feet wide apart.
Bacakları ayrık durdu.
- He stood with his legs wide apart.
Henüz tamamen uyanık değilim.
- I'm not wide awake yet.
Tom henüz tamamen uyanık değil.
- Tom isn't wide awake yet.
Gözlerinizi ardına kadar açık tutun.
- Keep your eyes wide open!
Ön kapı sonuna kadar açıktı.
- The front door was wide open.
Sanırım sen bütün dünyada en güzel kadınsın.
- I think you're the most beautiful woman in the whole wide world.
Bir polarize fişin biri diğerinden daha geniş olan iki ağzı vardır.
- A polarized plug has two blades with one wider than the other.
O daha geniş bir izleyiciye ulaşmak istiyor.
- He wants to reach a wider audience.
Prosedür doğru ve eksiksiz yürütülmelidir.
- The procedure must be executed correctly and completely.
Tom yerleşimden tam olarak mutlu değildi.
- Tom wasn't completely happy with the settlement.
O onun niçin kızdığını tam olarak anlamadı.
- He completely failed to understand why she got angry.
Japon ekonomisi geniş ölçüde büyüdü.
- The economic of Japan grew up widely.
O roman geniş ölçüde okundu.
- That novel was widely read.
Nehir, Avrupa'daki en geniştir.
- The river is the widest in Europe.
Nehir bu noktada en geniştir.
- The river is widest at this point.
Tamamen ve tam anlamıyla sana âşığım.
- I'm totally and completely in love with you.
O bütünüyle yanlış değil.
- This isn't completely wrong.
Ben bunu bütünüyle onaylıyorum.
- I completely approve of this.
Söylenti her yerde yayıldı.
- The rumor spread far and wide.
Biz düpedüz gafil avlandık.
- We were completely taken by surprise.
Asal sayılar hayata benzerler, onlar tamamıyla mantıklıdır ama bütün zamanınızı bu konuyu düşünerek harcasanız dahi belirli bir kural bulmak imkansızdır.
- Prime numbers are like life; they are completely logical, but impossible to find the rules for, even if you spend all your time thinking about it.
Amcam hastalığından tamamıyla kurtuldu.
- My uncle has completely recovered from his illness.
The inquiry had a wide remit.
He was wide awake.
The arrow fell wide of the mark.
He travelled far and wide.
We walked down a wide corridor.
That team needs a decent wide player.
He's so obnoxious that everyone gives him a wide berth.
Steer to port and give the rocks a wide berth.
Well, I suppose you could say the weatherman was wide of the mark again then!.
The fate of the loan sailor is still wide open.
It was a wide open frontier town before the railroad came.
It was a bright, sunny morning, and the windows stood wide open.
He left himself wide open to criticism.
The world airline fleet of long-range aircraft consists almost entirely of wide-bodies.
WorldWideWeb: Proposal for a HyperText Project.
The twister cut a wide swath of destruction in Utica, a town of 2,000 people about 90 miles southwest of Chicago.
With his signature red beret and class-based rhetoric, president Hugo Chavez has cut a wide swath through this oil-rich but impoverished nation.
In 1866 Colonel J. F. Meline noted that the rebozo had almost disappeared in Santa Fe and that hoop skirts, on sale in the stores, were being widely used.
... But I have to tell you that when the World Wide Web first ...
... island-wide, and 5,000 owned by the 7-Eleven. ...