whose cosets form a group

listen to the pronunciation of whose cosets form a group
Английский Язык - Турецкий язык

Определение whose cosets form a group в Английский Язык Турецкий язык словарь

normal
{s} olağan
normal
normal
normal
{i} standart
normal
çoğunlukla

Tom çoğunlukla abur cubur yese de, nadiren hastalanır ve Vücut Kitle İndeksi normal aralıktadır. - Even though Tom eats mostly junk food, he rarely gets sick and his BMI is in the normal range.

normal
düzgülü
normal
(Biyokimya) düzgül
normal
orta

O sadece normal bir ortaokul öğrencisidir, özellikle akıllı değildir. - He's just a normal junior high school student, not particularly intelligent.

Onun normal pozisyonu üçüncü orta saha oyuncusu. - His normal position is third baseman.

normal
(Tıp) Herhangi bir şekilde (yapı, görünüş, işlev v.s.) anormallik göstermeyen, tabii, normal
normal
{i} dikey doğru
normal
{s} dikey
normal
{s} ortalama
normal
{s} tipik
normal
{s} dik açılı
normal
olağan, normal normal
Английский Язык - Английский Язык
normal