Mary bir çömlekçinin çarkını kullanıyor.
- Mary uses a potter's wheel.
Çarkı su gücü çeviriyor.
- Water power turns the wheel.
Tek tekerlekli bir bisikletin sadece bir tekeri vardır.
- A unicycle has only one wheel.
Tom tekerlekli sandalye olmadan gezinemiyor.
- Tom can't get around without a wheelchair.
İlk dönme dolap 1893 yılında Chicago'da inşa edildi.
- The first Ferris wheel was built in 1893 in Chicago.
Dönme dolapta kimle birlikteydin?
- Who were you with on the Ferris wheel?
Dönme dolaba binmek benim en sevdiğim şeydir.
- What I like best is going on Ferris wheels.
Dönme dolapta kimle birlikteydin?
- Who were you with on the Ferris wheel?
Jack arabanın tekerleğinin nasıl değiştirileceğini bana anlattı.
- Jack explained to me how to change the wheel of the car.
Tom el arabasını kum ile doldurdu.
- Tom filled the wheelbarrow with sand.
Direksiyon başındaki kişiyle konuşmayacaksın.
- You are not to speak to the man at the wheel.
Bir arabanın bir direksiyon simidi vardır.
- A car has one steering wheel.
Tom henüz bisiklete çok iyi binemiyor, bu yüzden onun bisikletinin eğitim tekerlekleri var.
- Tom can't ride a bicycle very well yet, so his bicycle has training wheels.
Tek tekerli bisikletin tek tekeri vardır.
- A unicycle has one wheel.
Bisikletimden tekerleri çıkardım.
- I took the wheels off my bicycle.
Tek tekerli bisikletin tek tekeri vardır.
- A unicycle has one wheel.
İlk dönme dolap 1893 yılında Chicago'da inşa edildi.
- The first Ferris wheel was built in 1893 in Chicago.
Dönme dolapta kimle birlikteydin?
- Who were you with on the Ferris wheel?
Direksiyonu döndürmek arabayı döndürür.
- Turning the steering wheel makes the car turn.
Tom bana güzel bir alimünyum jant seti verdi ama o lastikleri sakladı.
- Tom gave me a nice set of aluminum wheels, but he kept the tires.
a wheeled vehicle.
an iron-wheeled chariot.
The vulture wheeled above us.
... I don't want to think that the people who check the wheeled up awhile ...